Kariye Müzesi Açıldı - Kariye Müzesi Tarihi

Yazılma zamanı 30/06/2024
Fatih Mehmet Koyun

Kariye Müzesi, İstanbul’un kültürel mirasının en önemli simgelerinden biridir. Bizans dönemi yapılarından biri olan bu müze, Chora Manastırı olarak da bilinir. 11. yüzyılda inşa edilen Kariye, tarih boyunca geçirdiği değişikliklerle bugünkü halini almıştır. Özellikle içerdiği mozaikler ve fresklerle dikkat çeken yapı, Bizans sanatı ve mimarisinin zirvesini yansıtır.

Mozaiklerinde ve fresklerinde, İncil'den ve diğer dini hikayelerden sahneler işlenmiştir. Altın varak, parlak renkler ve detaylı işçilikle yapılmış bu mozaikler, dönemin dini düşüncelerini ve sanatsal anlayışını gözler önüne serer.

Osmanlı döneminde camiye dönüştürülen Kariye, içindeki sanat eserlerinin büyük bir kısmını korumayı başarmış ve 20. yüzyılda müzeye dönüştürülmüştür. Kariye Müzesi, sanat tarihi açısından benzersiz bir hazine olup, İstanbul’un kültürel zenginliğinin önemli bir parçasıdır.

Kariye Müzesi, orijinal adıyla Khora Manastırı, İstanbul'un Edirnekapı semtinde yer alır ve Bizans döneminin en önemli yapılarından biridir. Adını Yunanca'da "şehir dışında" anlamına gelen "chora" kelimesinden alan manastır, 4. yüzyılda şehir surlarının dışında yer aldığı için bu isimle anılmıştır. İlk olarak 6. yüzyılda yapılan manastır, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde kapsamlı bir şekilde yenilenmiştir.

Günümüzde gördüğümüz yapı, 11. yüzyılda büyük ölçüde yeniden inşa edilmiş ve sonraki dönemlerde eklemelerle genişletilmiştir. Mozaik ve fresklerin yapımına büyük olasılıkla 1315-1321 yılları arasında başlatılmıştır ve bunların çoğu Bizans İmparatorluğu'nun son dönemlerinde Theodoros Metokhites tarafından yaptırılmıştır. Bu dönemde, muhteşem mozaik ve freskler eklenerek yapıya zengin bir sanatsal dokunuş kazandırılmıştır.

Müzedeki mozaikler ve freskler, Bizans sanatının doruk noktalarından biridir. Ana temaları İncil ve Tevrat'tan alınan sahneler olan bu eserler, incelikli işçilikleri ve parlak renkleriyle dikkat çeker. Ana kilisenin kubbesindeki Hristiyan ikonografisine göre oluşturulan İsa’nın atalarından gelen figürlerin yanı sıra, yan şapellerdeki ve nartekste (giriş bölümü) bulunan sahneler, Meryem Ana'nın hayatını ve İsa'nın çocukluğunu betimler.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1511 yılında camiye çevrilen yapı, Kariye Camii olarak adlandırılmıştır. 1948 yılında ise müzeye dönüştürülmüş ve Kariye Müzesi adını almıştır. Günümüzde, Bizans dönemi sanatının bu güzel örneği, İstanbul’un en çok ziyaret edilen turistik mekanlarından biri olup, mozaik ve freskleriyle dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere kapılarını açmaktadır.